10 Kasım 2015 Salı

Abdülhak Şinasi HİSAR - Çamlıcadaki Eniştemiz



      Abdülhak Şinasi Hisar' ı yazar bir arkadaşımın önerisiyle okudum.  Yetenekli edebiyatçılardan  etkilenmemem mümkün değil. Ancak geçmişte yaşamış olanları okumak beni hüzünlendiriyor da.
Geçmişte kalan yaşanmışlıklar, değerler, yetenekli güzel insanlar...

14.3.1887- 3.5.1963 yıllarında yaşamış olan yazar, Galatasaray Lisesindeki eğitiminden sonra Fransa'da yaşamış, Meşrutiyetten sonra yurda dönüp Osmanlı Bankası, Fransız ve Alman Şirketlerde ve Dışişleri Bakanlığında çalışmıştır.
  
Roman, Anı, biyografi, fıkra, antoloji türünde eserler vermiştir.
 Romanlarından Fahim Bey ve Biz Almancaya çevrilmiştir. Bir diğer romanı da Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği.

Anı türündeki eserleri; Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman Köşkleri.

Yahya Kemal'e Veda, Ahmet Haşim Şiiri ve Hayatı, İstanbul ve Pierre Loti ise biyografi türündeki kitapları.

 Abdülhak Şinasi Hisar hakkında Sermet Sami Uysal ve Necmettin Türünay tarafından yazılmış birer kitap da vardır.

 Çamlıcadaki Eniştemiz romanının kahramanı ''Deli Enişte'' ile bir döneme tanıklık edeceksiniz. Umarım yazarın diğer eserlerinden de okuyabilirim.


******


Kitaptan Alıntılar :


Bu eski zamanın lezzetli alemlerinden biri de sabah uyanışları ve tiryakilikleriydi. tembeller ve işsizler daha çok yorulurlar. Gece erkenden yatmışken sabahları insan kendini zorlamaz, gözlerini yorgun bir uykudan birer birer açar, fakat yine uykusu gelmiş gibi esner, gerinir, yavaş yavaş, perde perde açılır, uykusundan esneye gerine çıkar, içine sinmiş rüyalaradan hafif hafif sıyrılırdı. (s.61)


Eniştemizin diğer bazı huyları da belki deliliğine verilebilirdi ama, bunlar, tembelliğime uyduğundan, bana munis, hatta makul gelirdi. Mesela, eniştemiz hayatında intizam ile tatbik ettiği bir usul, iki sıkıntılı işi aynı zamanda takip etmek pek yorucu olduğundan, bunları sıralıyarak, her gün ancak bir tek sıkıntıya  katlanmak ve bir tek can sıkıcı işle meşgul olmak prensibiydi. (s.95)


Bazan bir ruhu kavramak için son derece iyi bir kalbe koşulu bir çift gözü görmek kafi gelir. Halamın gözleri büyükçe ve bakışları sıcak, yavaş ve anlayışlıydı. yeşilimtrak göz bebeklerinin saflığı ruhunun yalnız iyilikle olduğunu gösterirdi. (s.98 )