22 Nisan 2016 Cuma

Ahmet BÜKE - Gizli Sevenler Cemiyeti



   Daha önce Ahmet Büke 'nin Yüklük adlı kitabını paylaşmıştım sizlerle. İyi ki öykü yazıyor dediğim yazarlardan. 
  
 Yazarın her hafta ON8 blogunda yazdığı öykülerden derlenmiş bir kitap Gizli Sevenler Cemiyeti. 

İçindeki öyküler Ege'den, İzmir'in mahallelerinden çıkmış. Bazen hüzünlü, bazen gerçek ya da gerçek üstü ya da mizah yüklü. İçinizi Egenin sıcaklığı gibi sarıp ısıtıyor Ahmet Büke'nin öyküleri. 
Keyifle, sıkılmadan okuyorsunuz ve bir daha okuma isteği de uyandırıyor insanda.
  
Yazar Alnı Mavide ile (2008) Oğuz Atay Öykü Ödülü'nü, Kumrunun Gördüğü ile (2010) Sait Faik Hikaye Armağanı'nı, Mevzumuz Derin ile (2013) Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği'nin Yılın Gençlik Romanı ödülünü, İnsan Kendine De İyi Gelir ile (2015) Dünya Kitap Yılın Telif Kitabı Ödülü'nü almıştır.
    
  Kitaplarımla aramdaki bağı kitaplarıyla  bütünleşen okurlar tahmin edebilir, maddi değerinin çok üstünde bir bağ. Manevi, edebi bir bağ. Tıpkı iyi bir okurla tanıştığınızda kurulan edebiyat akrabalığı gibi bir şey. 
Bu öykü kitabını benim için imzalayan Ahmet Büke'ye, imzalatarak bana gönderen İzmir'deki Yerdeniz Kitapçısına çok teşekkür ederim.

Keyifli okumalar..


******


Kitaptan Alıntılar:


  Arap Hatçam Teyze bizim kırıklarımızı, çıkıklarımızı iyi ederdi. Bir de, mart güneşi kadınları karartmasın diye ördüğü bileziklere dua okurdu. Mart gelince ilk o takar çıkardı ortalığa.Sonra bütün kadınlar, hatta Kız Mahmut Abi de koluna takardı okunmuş halkaları. Böylece herkes, kaba eti kadar beyaz kalırdı yaz boyunca. (s.44 )


  İzmir'de bütün acıları ve sevinçleri çabuk unuturuz biz. Çünkü insanın zamanı dikey uzar. Geriye dönmeye müsait değildir. Yükselip kaybolmaya meyillidir.Hiçbir şeyi biriktiremeden ölür  gidersiniz. Ama misal, kediler için zaman yataydır. Dolayısıyla onlar hep anılarını yan yana dizer, sık sık eskiye bakarak ürker ya da gülümderler. Kokuları ve yüzleri de -galiba bu yüzden- hiç unutmazlar. (102 )




21 Nisan 2016 Perşembe

Murat GÜLSOY - Baba, Oğul ve Kutsal Roman

 


  Murat GÜLSOY, Psikoloji ve Mühendislik eğitimi almış, halen Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
  Arkadaşlarıyla Hayalet Gemi dergisini çıkarmış, Bu Kitabı Çalın'la 2001 Sait Faik Hikaye Armağanını, Bu Filmin Kötü Adamı Benim ile 2004 Yunus Nadi Roman Ödülünü, Baba Oğul ve Kutsal Roman ile 2013 Notre Dame De Sion Ödülünü, Gölgeler ve Hayaller Şehrinde romanıyla da  2014 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü almıştır.

 Bitirdikten sonra tekrar başa dönüp biraz daha okusam dedirten bir roman.

  Yaşamla bağını adeta kesmiş, kendine bakmayan, adı belli olmayan bir yazarın gözaltına alındığı sürede geçmişte yaşadığı olaylarla bugünün bağını kurmaya çalışırken yazarın iç dünyası, bilinçaltı o kadar güzel aktarılmış ki.. Bazen Yüzüklerin Efendisi'nin Gollum'u, Bazen Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ının Olric'i de iç ses olarak mizahi bir tad bırakıyor. Rüyalar gerçeklerle ustaca harmanlanıyor.Tanpınar gibi muhteşem bir yazara, Oğuz Atay'a, Borges'a, Nabokov'a...  ve başka yazarlara da yer veriliyor zaman zaman.

 Kısaca, dolu dolu, harika bir roman, okunmalı, okunmalı...

Keyifli okumalar..


******


Kitaptan Alıntılar:


  Nabokov' a da ilham veren talihsiz Poe' nun esrarlı meleği Anabella Lee' ydi. belki benim de böyle bir ilham meleğine ihtiyacım vardı. Yıllardır yazamıyor oluşumun ardında böyle bir eksiklik olmalıydı. Az önce içine girdiğim mutluluk anları çabucak dağılmıştı. Şimdi beyaz bulutlar tatsız anıları çağırıyordu.  (s.32 )


  Bizim göklerde beyaz pamuk bulutlar uçarı. Neşeli gibiydim neredeyse. Demek henüz dibe vurmamış ruhsal çöküntü. Ruhum devlet binası gibi zaten. İlk sarsıntıda kolonlar kirişlerden ayrılıyor. Kum yerine çakıltaşı koymuşlar, nereden kar edeceklerini şaşırmışlar.  ( s. 222 )