8 Kasım 2013 Cuma
Faruk DUMAN - Av Dönüşleri
2000 Sait Faik Hikaye Armağanı alan Av Dönüşleri' ni okumak, Faruk Duman'la tanışmak istedim.
Yazar daha önce yazdığı Seslerde Başka Sesler adlı öykü kitabıyla da 1998 Orhan Kemal Ödülleri Öykü Dalında ikincilik almıştır.
Kendine özgü yalın dili, kısa cümlelerle anlatımı çok güzel. Faruk Duman kendi yazım tarzıyla okuyucunun işini kolaylaştırmış adeta. Okumaktan keyif aldım.
Ama öyküler anlatılamaz ki...
Okuyalım o zaman, gerçekten okumaya, Faruk Duman'ın kalemiyle tanışmaya değer.
******
Kitaptan Alıntılar:
Belma
Kadın, Belma'ydı. İçeri girmiş, kahvenin en uzak köşesinde ( ki kahvenin uzak bir köşesi yoktu aslında, ama kadın oturup yüzünü ellerinin arasına aldığında orası artık uzak bir köşe olmuştu) oturmuştu. Kimsesizdi. Siyah bir paltosu vardı. Sessiz, burnunu çekiyordu, soğuktan gelmişti. Omuzlarını büzmüş, kimseyi tanımıyordu. Garson onu görmemişti, boştu sanki o masa, öyle ilgisiz bakıyordu. Eller önlüğün cebinde. (s.35)
Bir gün Reşit öldü, nasıl öldüğünü kimse bilmedi. Kimi bir uçurumun başından düştüğünü söyledi, kimi zehirli mantar yediğini. Ya da bir kuytuda yılan sokmuştu. Reşit'in ölüsünü kaçırdılar sanki bizden. Unutalım istediler. O zaman dağlar taşlar unutsun istediler. Neyse. reşit öldü, dayım da göz göre göre kilo almaya başladı. İnanılmaz bir hızla, çevredeki her şeye tedirginlik verecek bir vurdumduymazlıkla hem de. Sonunda, artık kapılar ona dar gelmeye başladığında, kapandı bir odaya, yerinden kalkamaz oldu. (Sır saklayanın öyküsü s.39)
En çok, sessizliği kalmış hatırımda şimdi. Olgunluğu, gülümseyişi. Kendi saçlarını izleyişi, uzun uzun. Yaşıtlarında görülemeyecek durgunluğu, gündelik işlerden el çekmişliği. nasıl sessizce gülümserdi her söylenene. Gözlerini çevirir, usulca yanıt verirdi. Yaz günüyse rüzgar alıp giderdi bu yanı zaten. Kışsa, içeride, uğultuya karışıp yok olurdu. Beni sevmiş miydi? (Yolda adlı öyküden. s. 81 )
Etiketler:
av,
belma,
duman,
faruk duman,
kitapça yaşamak,
orhan kemal ödülleri,
sait faik
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu kitabı okudum, ancak koca kitapta altı çizilecek sadece bir iki satır bulabildim. Sanırım ben Faruk Duman'ın öykülerine vakıf olamıyorum, beni aşıyor :)
YanıtlaSil"Sonra ne oldu, nasıl oldu da ayrıldık, bunu da yanıtlayamıyorum şimdi. Günün birinde, sıradan arkadaşlar gibi davranmaya başladık birbirimize. El sıkışmalar, gülüşmeler sıcaklığını yitirmiş. İnsan o ilk günlerde, farkına varmıyor olanların. Sokağın neşeli kalabalığı onun yüzündendi oysa, hareketlerin sessizliği, umulmadık anlarda."
"Hem çok oldu, yıllar geçti üzerinden. Nereden de aklıma geldi bunlar, çoğunu unutmuştum zaten. Unutmadıklarım da, üzmüyor artık beni."
Bir zamanlar Seinfeld'i izliyordum ve bir belgeselde de tesadüfen senaristine nasıl bu kadar başarılı bir diziyi bunca yıldır yazabildiğini sormuşlardı.Yazarı da, birinci bölümden itibaren çok zorlanarak yazdığını ve dizinin aslında ''Hiçbir şey hakkında her şey! '' olduğunu söylemişti. Bu cümle o kadar çok hoşuma gitmişti ki... Bazı filmleri izlerken beğeniyoruz ama anlatamıyoruz (Seinfeld'de olduğu gibi!), bazı kitaplar okurken hoşumuza gidiyor ama ''altını çizemiyoruz!''
SilBu kitap hakkında da hem fikiriz, hoşuma gitti ama altını çizecek cümle bulamadım, zaten tanıtım kısmımın kısa! olmasından da anlaşılacaktır. Katkın için teşekkürler Tayfun...