21 Kasım 2013 Perşembe
Jose SARAMAGO - Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
İşte size muhteşem bir kitap...
Bugüne kadar okuduğum kitaplar arasında ilk on arasında kesinlikle yer alacak bir kitap Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş.
Jose SARAMAGO Portekizli, yine Portekizli yazar, şair Fernando Pessoa'ya hayran, ben de her ikisine.
İlk ses getiren romanı Baltasar ve Blimunda yayınlandığında 60 yaşında, 1998 de Nobel Ödülünü aldığında ise 76 yaşındaydı. 1974 Portekiz Devrimine katılmış, Kominist Partisinin aktif üyesi ve ateistti. Çok tartışılan ''İsa'ya Göre İncil ''in bir roman ödülüne aday gösterilmesine izin verilmeyince ülkesini terk etmiş, ölümüne kadar da Kanarya Adalarında yaşamıştır.
Konser öncesi pop starların boynuna sarılmak için ölümüne mücadele eden kızları şaşkınlıkla, hatta alay ederek izlerdim ama artık onları anlıyor ve onlardan özür diliyorum! Ben de yaşasaydı da bir etkinlik sırasında Jose Saramago'nun boynuna atılsaydım, öyle isterdim ki... Neyse dualarım onunla.
Gelelim romanımıza. Konusu hayli ilginç, bilinmeyen bir ülkede dünya kurulduğundan beri görülmemiş bir şey olur, ölüm görevini yapmaktan vazgeçer ve o ülkede artık kimse ölmez. '' Ölmemek'' kulağa hoş gelir, herkes çok mutludur ancak mutlu günlerden bir süre sonra hayalkırıklıkları ve ülkede karmaşa yaşanır. İnsanlar ölmemekte ama yaşlanmaktadırlar. Ebedi yaşlılığa mahkumdur bu kez de insanlar. Hükumet, aileler, sağlık kuruluşları, kiliseler kısaca herkes ölümün ortadan kalkmasının getirdiği sorunlarla boğuşur, devreye mafya girer hatta! Sonra bir gün, beklenmedik şekilde ölüm geri döner.
Yazar romanında toplumdaki ahlaki çöküşü, çelişkileri, felsefi anlamda öyle güzel işlemiş ki, bu kitap bence OKUNMALI.
Bu arada Jose Saramago'nun ''Bütün İsimler'' ini de çok beğendiğimi, ''Görmek'' adlı kitabını diğerleri kadar olmasa da beğendiğimi söylemeliyim. ''İsa'ya Göre İncil''i ise okunmayı bekleyenlerden.
******
Kitaptan Alıntılar:
Gerek cumhuriyetçilerin şiddetli saldırıları, gerekse çok yakın bir gelecekte devletin çarklarının yaşlılık ve malullük aylıklarını ödeyemeyecek olduğuna, bunun bir çaresi bulunmadığına dair öngörüler içeren tedirgin edici makale üzerine kral, başbakanı arayarak kendisiyle konuşmaların kaydedilmeyeceği özel bir görüşme yapmak istediğini bildirdi. Başbakan geldi, öncelikle kraliyet ailesi mensuplarının sağlık durumlarını sordu, özellikle de ana kraliçenin durumu ile ilgilendi, hatırlanacağı üzere, ana kraliçe son yılbaşı günü ölüm döşeğinde bulunuyordu ve nihayetinde o gün itibariyle o da birçok diğer hasta gibi dakikada on üç kez nefes alıp vermeyi sürdürüyordu, döşeğinde uzanan bedeninin nefes alıp vermek dışında canlı olduğuna dair pek bir emare göstermemesi ayrı bir konuydu. ( s.84-85 )
Gerçekten de oradaydı. Ölümü en çok yoran şeylerden biri gittiği yerlerde görmek istemediği halde gözlerinin önünden akıp giden nesnelerin tümünü görmek zorunda kalmasıydı. Tanrıya en benzer yönlerinden biri de buydu. (s.145 )
Ölüm suya baktı ve susamanın nasıl bir his olduğunu hayal etmeye çalıştı ama başarılı olamadı. Bu hissi daha önce, çöle birilerini susuzluktan öldürmeye gittiğinde de anlayamamış, o sefer hayal etmeyi bile denememişti. Köpek kuyruğunu sallayarak geri döndü. Adam, Hadi uyuyalım, dedi. yatak odasına döndüler, köpek yerde üç kez yuvarlandı ve tortop oldu yattı. Adam yorganı boynuna kadar çekti, iki kez öksürdü ve uykuya daldı. Köşedeki koltukta oturan ölüm onu izlemeyi sürdürüyordu. Epey zaman geçtikten sonra köpek halının üzerinden kalktı ve koltuğun üzerine çıktı. Ölüm hayatında ilk kez kucağında bir köpek olması hissini yaşadı. ( s.152 )
Etiketler:
baltasar ve blimunda,
bütün isimler,
fernando pessoa,
isaya göre incil,
jose saramago,
kanarya adaları,
kitapça yaşamak,
köpek,
nobel ödülü,
ölüm bir varmış bir yokmuş,
portekiz,
portekiz devrimi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Tek kelime MUHTEŞEM.....En güzeli demek ki:doğmak,büyümek ve srayı bozmadan ölmek...Sevgiler....Asu.
YanıtlaSilBeğeneceğini biliyordum, yorumun için teşekkürler Asu'cuğum, sevgiler...
SilSaramago tutkuyla sevdiğim bir yazar, siz de tutkuyla yazmışsınız, teşekkürler.
YanıtlaSilEvet, Saramago'yu gerçekten çok seviyorum, kısa bir süre sonra da ''Bütün İsimler'ini'' paylaşmayı düşünüyorum.
Silmerhaba okşan hanım, saramago isimli yazarı ilk sizden duydum. ve bloğunuzda özellikle ölüm bir varmış bir yokmuş isimli kitabı okunası kitaplar listesinde baş yerlere koyduğunuz için ilk fırsatta elde ettim ve hemen okumaya başladım.
YanıtlaSilsanırım beklentimin çok yüksek olması nedeniyle, belkide kendimi tam verememem, belkide kapasitem nedeni ile yaklaşık yarısı benim için vasat düzeydeydi. hatta galiba bende bir şeyler var herhalde diye düşündüm.
taaaa ki, ölümün gazete yayın yönetmenine yazdığı mektuba kadar. işte ondan sonrası gerçekten çoook sürükleyici ve tatlı sürprizlerle doluydu. zaten elimden bırakamadan kitapta bitti.
iyi ki okumuşum. iyi ki önerdiniz. güzeldi..
Saramago' da, Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş'da bu övgüleri hak ediyor gerçekten.
Silİyi ki okumuşsunuz...
Ölüm hayatında ilk kez kucağında bir köpek olması hissini yaşadı....
YanıtlaSilÖlüm suya baktı ve susamanın nasıl bir his olduğunu hayal etmeye çalıştı ama başarılı olamadı....
Gerçekten sürükleyici ve çok güzel bir romandı, tavsiye ederek okumama vesile olduğunuz için çok teşekkür ederim. Okşan hanım emeğinize sağlık.
Yasemin Yolyapan Yazdı.
Güzel kitaplar daha çok okunmayı hak ediyor, değil mi?
SilBeğendiğinize sevindim, sevgiler...
Merhabalar Saramago benim de bu yil Körlük kitabi ile kesfettigim ve uslubuna hayran oldugum bir yazar. Hatta blogumda incelemesi mevcut. Simdi Görmek i okuyorum. Bu kitabi da cok merak ediyorum. Yazarin metaforlari kullanma biçimi takdire sayan. Ben de sayfama beklerim.
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ederim, bende sayfanızı inceleyeceğim Gizem Hanım. Sevgiler...
YanıtlaSil