14 Haziran 2016 Salı

Haruki MURAKAMİ - Kadınsız Erkekler

 

 Haruki Murakami' nin daha önce İmkansızın Şarkısı romanını okumuştum. Sinemaya da aktarılmış ancak izleme fırsatım olmadı.

 Sürrealizmin yaşayan en ünlü yazarlarından olan Murakami'nin en ilginç özelliklerinden biri de nerede ve hangi mevsimde olursa olsun her gün 10 km. koşması ve yazacağı cümleleri koşarken oluşturması. 

   Bol ödüllü Japon yazarın (1949 Kyoto doğumlu)  2006 da yayınlanan 1Q84 adlı romanı için insanlar her yerde kuyruğa girmiş, çok ses getiren bir kitap olmuştu.
 
''Herkesin okuduğu şeyleri okursanız, herkes gibi düşünürsünüz.''  
                                                                                            H.Murakami 


  Bu sözü düşünmeye değer, değil mi?

  Kadınsız Erkekler'de yedi tane öykü var. Kadını olmayan, bir şekilde hayatından çıkmış olan erkeklere dair. Bu kadar sade, etkileyici, sıradışı öyküler, romanlar yazmak gerçekten de Murakami' nin işi. H. Murakami' nin eserlerinden okumadıysanız, mutlaka okuyun derim naçizane.


  Keyifli okumalar...


******


Kitaptan Alıntılar:


   Yirmi yaşımdaki halime dönüp baktığımda, hatırladığım, ölesiye bir tek başınalık duygusu, aşırı bir yalnızlık hissiydi. Ne bedenimi ve yüreğimi ısıtacak bir sevgilim, ne de içimi dökebilecek bir arkadaşım vardı. Bir günü ne yaparak geçirmem gerektiğini bilmiyordum, geleceğimle ilgili şekillenmiş bir vizyonum da yoktu. Kendi içimde derinlerde bir yere hapsolmuş gibiydim. Bir hafta boyunca kimseyle konuşmadığım bile oluyordu. B durum bir yıl kadar sürdü. Uzun bir yıldı. O dönemin içimde değerli büyüme halkaları oluşturan sert bir kış olup olmadığını, ben bile bilmiyordum. ( Yesterday adlı öyküden  s.78 )


  Yaşamı boyunca ne başarılı olabilmiş ne de bir şey üretebilmişti. Mutlu edebildiği biri olmamıştı, kendisi dahil. Mutluluğun ne olduğundan, ne anlama geldiğinden bile emin değildi. Acı, kızgınlık, hayal kırıklığı, vazgeçiş gibi duyguların hiçbirini algılayamıyordu. Elinden gelen tek şey, derinlik ve ağırlığını yitirmiş yüreği fırıl fırıl uçup bir yerlere gitmesin diye onu sımsıkı bağlayacak bir yer bulabilmekti. ( Şehrazat adlı öyküden..  s. 147 )
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder