11 Ekim 2016 Salı

Jan WOLKERS - Oegstgeest'e Dönüş



   Hollanda Edebiyatından bir şeyler okuyayım düşüncesi beni Ayrıntı Yayınlarından yayınlanan Jan WOLKERS'ın Oegstgeest'e Dönüş romanıyla buluşturdu.

  İyi ki almışım, iyi ki okudum dediğim kitaplardan oldu. Her kitaptan farklı tad alanlardanım ama okuyup beğendiklerim arasında üst sıralarda yer alacağı kesin.

  Her şeyden önce yazarın  sade ve geçmişe dönüş anlatımlarının akıcılığından etkilendim. Bir Hollanda kasabasında, dar çevrede, katı din kurallarıyla yaşayan bir ailede büyüyen bir çocuğun, tüm kısıtlanmalara, savaş yıllarının yoksulluklarına rağmen kendi varoluş mücadelesine, isyanına tanık oluyorsunuz.

  Yıllar sonra çocukluğunun geçtiği kasabaya dönüp, geçmişin izlerini aramak heyecanlı, hüzünlü..

J. WOLKERS'ın dilimize Türk Lokumu adlı romanı da çevrilmiş, aklımızda olsun.

  Zaman zaman geçmişi anımsamak daha doğrusu farkındalıkla birlikte geçmişi anmak güzel..
Oegstgeest'e Dönüş'ü okurken sizde bunu yaşayacaksınız.

 Ayrıntı Yayınları tarafından yayınlanan romanın elimdeki 2012 ilk basımı ve 176 sayfa.

Keyifli okumalar..


******


  Kitaptan alıntılar :


  Arabamı dükkanın önünde park edip, eski evimizden ilk okuluma yürüdüm. Altı yaşımdayken her gün dört kez yürüdüğüm yoldu bu. İspinozlar, kayın ağacının döktüğü ilk yapraklar arasında aynı kadifemsi adımlarla yürüyorlardı. Tıpkı anahtarla kurulmuş da, her an küçük bir sarsıntıyla hareketsiz kalabilirlermiş gibiydiler. Esasında her şey aynı kalmıştı. (s.54 )


  Pazar günü laboratuvarlar arasında gezindim ama şapeli bulamamıştım. Sanki her şeyin yeri biraz değişmişti ya da bazı binalar kırk beş derece döndürülmüştü. Tanıdığım, bildiğim bir evde artık yolu bulamadığım bir rüyaya benziyordu her şey. Atmosfer aynı kalmıştı. Toplama kamplarının savaştan yirmi yıl sonraki düzenli hali gibiydi. Taşlar arasındaki kısa çimenlerin boyları aynıydı. Çiçek yataklarındaki çalılar arasındaki toprakta hayat kalmamıştı. Peşinden, eskiden öğrencilerin bir mantar parçası üzerinde çarmıha gerdikleri kurbağaların olduğu kabı gördüm.  (s.124 )




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder