25 Ocak 2015 Pazar

Hakkı İNANÇ - Bozuk




 Yeni yazarları okumaya,tanımaya çalışıyorum. Bozuk, Hakkı İnanç'ın ilk kitabı, ikincisi de Ateş Etme Silahsızım. 
  
  İlk kitabıyla 2013 Selçuk Baran Öykü Ödülünü alan Hakkı İnanç'ın öyküleri birbirinden etkileyici. Bazı  öyküleri okurken soluklanmak için ara verdim. Sıradışı, çarpık yaşamlar öyküleştirilirken o kadar normalmiş gibi aktarılmış ki, gerçekten ara verip, soluklanıp devam ettim. Hakan Günday'ın ''Daha'sını'' okurken daha da yoğun yaşamıştım bu duyguyu.

  Genellikle kitabı bitirir bitirmez bloğumda tanıtımını yaparım ama birkaç gün ara verdim bu sefer. Bakalım, ikinci kitabı aynı etkiyi bırakacakmı bende.

  Biz roman okumayı daha çok seviyoruz ama son yıllarda okuduğum güzel öyküler nedeniyle öykü kitaplarını da romanlar kadar sevmeye başladım.

Hakkı İnanç'ın öykülerini, ''Bozuk'u'' okumanızı öneriyorum. İlk kitabıyla bu çizgiyi yakalayabilen genç yazarın ikinci kitabı da okuyacaklarım arasında.


******


Kitaptan Alıntılar :


Bir hafta sonra bana en sevdiğim cevizli kurabiyelerden pişiriyor, işe giderken balkona çıkıp arkamdan el sallıyor, döndüğümde sanki beni özlemişsiniz gibi sıkıca sarılıp günümün nasıl geçtiğini soruyordunuz. Tıpkı söylediğim gibi orta şekerli kahvenizi akşamüstleri kurbağa yeşili berjere oturarak içiyor, temizlik ve ütü yaparken Zeki Müren dinliyordunuz. Çekmeceler naftalin keseleri koyuyordunuz. kanaviçe işliyor, çeyiz düzüyordunuz bana. Annem oluyordunuz Ülfer Hanım. (Ülfer Hanım adlı öyküden.  s.67 )


Kasabada her hayat bir diğerini sular. Dört duvar arasında kaçıngan yaşamak, bir nevi koma halidir. Evden çıktığınız an; denizin çocukluk arkadaşının, amcanızın torununun baldızının, ilkokuldayken silgisini kaybettiğiniz için size ömür boyu diş bileyecek çocuğun; belki de hiç karşılaşmadığınız halde sizi tanıyan yahut tanımadığı halde ısrarla bir yerlerden çıkartmaya çalışan kasaba insanının vücudunuzdaki tüm suyu emeceğinizi bilirsiniz. ( Yargılar Önden adlı öyküden. s.71 )


Karadeniz'de istavritler hamsi kadar küçülmezden evvel balıkçılık yaparmış, Dursun. Denizin, içine buz atıp rengini bozan kışa öfke kustuğu bir öğleden sonraya değin sürmüş bu. Köpüklü ağza girmesiyle kayalara tükürülmesi bir olmuş adamın. ( Güvercinboynu adlı öyküden.  s.98 )



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder