20 Mayıs 2014 Salı

William FAULKNER - Yenilmeyenler






1949 Nobel, 1955 ve 1962 de Pulitzer ödülünü alan William Faulkner, Amerikan Edebiyatının modernist yazarlarının babası olarak da anılır. Her ne kadar Ernest Hemingway'ı rakip olarak görmüşse de, Hamingway'in anlatımından çok farklı olarak uzun ve karmaşık anlatıma sahiptir. Eserlerinde bilinçakışı tekniğini de uygulamıştır.

Güneyli olması, eserlerinde güney kültürünü yansıtmasına neden olmuştur.

Amerikan tarihinde olduğu kadar Amerikan Edebiyatı'nda da İç Savaş ya da Kuzey-Güney Savaşı (1861-1865 ) önemli yer tutmuştur.

 ''Yenilmeyenler''  Amerikan İç Savaşı sırasında yaşananlara ilişkindir ancak savaşı anlatan romanlardan farklı olarak, savaş arka planda kalmıştır. Cephenin gerisindeki yaşlı bir kadın, bir çocuk ve (köle) zenci çocuğun mücadelesi, yaşadıkları cephedeki Albay John Satoris'in oğlu Bayard Satoris'in ağzından anlatılmıştır.

Yazarın ailesinin  bu savaşta yer almış olması Faulkner'ın cephe gerisini bu derece aktarabilmesine mutlaka katkı sağlamıştır.

Gelelim benim izlenimlerime; Romanın sürükleyiciliğinden başlarda memnun olsam da, romanın yarısından sonra tekrarlanan katır hırsızlığından ve benzer olaylardan gerçekten çok sıkıldım. Ancak yazara haksızlık edecek değilim.W. Faulkner'ın başka bir romanını daha okumaya hazırım!


******



Kitaptan Alıntılar:


İkimiz neredeyse aynı yaştadık, babam hep Ringo'nun benden biraz daha akıllı olduğunu söylerdi ama biz, derilerimizdeki renk farkına aldırmadığımız gibi, buna da aldırmazdık. Bizim önem verdiğimiz şey, birimizin yaptığı ya da gördüğü bir şeyi ötekinin yapmamış ya da görmemiş olmasıydı ve o Noel'den sonra ben artık hep Ringo'dan öndeydim çünkü ben bir demiryolu, bir lokomotif görmüştüm. (s.61)


Gene de savaşın görkemine ilişkin bir kanıt yoktu; aslında bu yönde kanıt bulunmadığı gibi, ortada suratımıza fırlatılmış ters yönde son derece sefil ve inkarı olanaksız bir kanıt vardı: Babamın (ve öteki askerlerin) serseriler gibi yayan ya da bir deri bir kemik kalmış atların sırtında, üstlerinde rengi atmış yamalı (bazen de çalıntı olduğu belli) giysilerle, önlerinde bayraklar, davullar, arkalarında uygun adım yürüyen iki kişi bile olmadan, eve döndüklerini görmüştük;... (s.71 )







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder