31 Ağustos 2014 Pazar

Behçet ÇELİK - Diken Ucu





Uzun süredir okumak istediğim  Behçet Çelik de Sibel K. Türker gibi meslekdaşım olmasından onur duyduğum yazarlardan.

Doğduğu kent Adana üzerine yazıları derlediği Adana’ya Kar Yağmış adlı derleme kitabından sonra yazdığı 18 hikâyeden oluşan ''Gün Ortasında Arzu'' adlı kitabıyla 44.Sait Faik Hikâye Armağanı'nı'nı,  2010'da yayımlanan Diken Ucu adlı hikâye kitabıyla Haldun Taner Öykü Ödülü'nü kazanmıştır.
Dünyanın Uğultusu adlı ilk romanını 2009 yılında yayımlayan Behçet Çelik'in,
 Romanları;  
        Dünyanın Uğultusu (2009, Kanat Kitap, 2011, Can Yayınları), Sınıfın Yenisi (2011, Günışığı Kitaplığı),  Soluk Bir An (2012, Can Yayınları)

On dört öyküsünün yer aldığı Diken Ucu, Can yayınları tarafından yayımlanmış, 122 sayfa.
Sade ve akıcı dilinin yanısıra öykülerinde sıradan kişilerin içdünyası, duygu ve davranışları ustalıkla anlatılmış.

 Bazı yazarların tüm yazdıklarını merak edip okumak isteriz ya, işte Behçet Çelik de bende öyle bir istek oluşturdu.

 Okumanızı tavsiye ediyorum, Hoşçakalın...


******



Kitaptan Alıntılar:


Ne çok konuşurduk, tam da yatmaya karar vermişken, uykumuzdan çalma pahasına. Sonra sustuk. Birimiz bir şey söylerken öbürümüz televizyonun sesini kısmadı,  anladığımız kadarı yetti -zaten neydi? Önemsiz bir ayrıntı. Perdenin söküğü, dolabın kapağı. Çok olmuş biz bu sabaha varalı.  ( s.21-22 Dolabın Kapağı adlı öyküden. )


İnsan yirmi yıl bir başkasını diken ucu gibi taşır mı içinde?  Görmese, aramasa bile... Gençlik deyip geçemez miydim?  Geçebilseydim, şimdi neşeyle bunlardan konuşabilirdik. Tam içki mezesi olabilecek hatıralar. Ağlamayız da  nasılsa artık. Kıkır kıkır güleriz; unuttuğumuz  ya da hiç öğrenmediğimiz ayrıntıların üzerinden geçer, ''Biz neymişiz,'' deriz. (s.52 Diken Ucu adlı öyküden. )



Geceleri yatmadan önce, namaz dualarının ardından , senden, aileme, bana, komşularımıza, akrabalarımıza, bütün Müslümanlara, bütün insanlara sağlık, esenlik vermeni isterim- bilirsin. Sesimi duyduğunu, her kulun gibi beni de, dualarımı da işittiğini biliyorum. Nenemin hastalığı sırasında dualarımı işittiğin halde neden nenemi iyileştirmediğini bilmiyorum. Abim, aklımın yetmediği konular olduğunu söyledi bunların. Kuşkusuz sen her şeyin en iyisini, en doğrusunu bilensin, nenemi çok sevdiğin için yanına  aldığını söyledi abim, doğru mu? ( s.81 Dua adlı öyküden. )




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder