18 Aralık 2014 Perşembe

PLATON - Sokrat' ın Savunması




  Platon (M.Ö yaklaşık 428-348) yılları arasında yaşamış, Antik Yunan filozofu, matematikçi ve edebiyatçısıdır. Asıl adı Aristokles'tir.

Platon, hocası Sokrat'ı tanıdıktan sonra felsefeye yönelmiştir.

Sokrat'ın göklerde olan bitenle uğraştığı, yerin dibinde olanları araştırdığı, yanlışı doğru gibi gösterdiği, Tanrı tanımadığı, insanları kandırdığı suçlamalarıyla yargılanırken yaptığı savunmayı içerir kitap. Sokrat savunmasını yaparken aynı zamanda sorduğu sorularla kendisine yöneltilen suçlamaları çürütmeye çalışmıştır.

Dünya Klasikleri arasında yüzyıllardır yer alan bu eseri felsefe sevenlere, sade dille etkili savunma nasıl yapılmış diye merak edenlere  öneriyorum.

Elimdeki kitap sadece kırk altı sayfa, Sosyal Yayınları tarafından yayımlanmış.

Keyifli okumalar...


******


Kitaptan Alıntılar:


  Asıl bilen, Atina hakimleri, belki yalnız tanrıdır; o sözü ile de insan bilgisinin büyük bir şey olmadığını, hatta hiçbir şey olmadığını göstermek istemiştir; Sokrates demiş olması ancak bir söz gelişidir; ''Ey insanlar! Aranızda en bilgesi, Sokrates gibi bilgeliğinin gerçekte bir hiç olduğunu bilendir'' demek istemiş. İşte böylece Tanrının sözünü düşünerek yer yer dolaşıyor, yurttaş olsun yabancı olsun bilge sandığım kimi bulursam konuşup soruyorum; bilge olmadıklarını anlayınca da tanrı sözüne hak vererek bilge olmadıklarını kendilerine gösteriyorum.  (s.18 )


  Evet, benim vazifem, size parayla erdemin elde edilemeyeceğini, paranın da genel olsun özel olsun her türlü iyiliğin de ancak erdemden geldiğini söylemektir. Ben bunları öğretmekle gençleri doğru yoldan ayırıyorsam, zararlı bir insan olduğumu kabul ederim. Ama biri gelip öğrettiğim şeylerin bunlar olmadığını iddia ederse yalan söylemiş olur. Bu noktada Atinalılar, Anytos'a ister inanın ister inanmayın, hakkımda ister beraat hükmü verin ister vermeyin; her durumda, iyice bilin ki, bir değil binkere ölmem gerekse bile, yolumu asla değiştirmeyeceğim.  (s.29 )


  Şimdi, ey beni mahkum edenler! Size bir kehanetimi söylemek isterim; çünkü ben şimdi hayatın, öyle bir anında bulunuyorum ki, burada insanlar ölmezden önce kehanet gücüne erişirler. O halde benim katillerim olan sizlere haber vereyim ki, ölümümden çok geçmeden, bana verdiğiniz cezadan daha ağır bir ceza sizi beklemektedir.  (s.43 )



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder