16 Aralık 2014 Salı

Maksim GORKİ - Benim Üniversitelerim




  Gorki ''Çocukluğum'', ''Ekmeğimi Kazanırken'' ve ''Benim Üniversitelerim'' adlı romanlarından oluşan seride kendi yaşamını anlatır.

   Serinin son kitabı olan ''Benim Üniversitelerim'de'' yazar sanıldığının aksine Üniversite yaşamını değil, bir arkadaşının önerisiyle gittiği Kazan'da kaldığı öğrenci evinde ve çalıştığı fırındaki yaşamını üniversite gibi değerlendirerek anlatır. Onca yokluğa rağmen okuma, öğrenme tutkusu Gorki'yi üniversite öğrencilerinin gizli toplantılarına katılıp tartışmalarda siyaseti, hayatı irdeleyip sorgulamasına yol açar.

  Küçük yaşta öksüz kalan Gorki, çalışmak zorunda kalmıştır. Okuma tutkusunun sonucu sonraki yıllarda yayınlanan ''Çelkaş'' adlı öyküsü ile meşhur olmuştur.

''Gorki'' Rusça ''acı'' demek olup, yazarın acıyla geçen yaşamı nedeniyle kullandığı takma adıdır. Gerçekçilik ve Çarlık karşıtı düşünceleriyle yazdığı meşhur ''Ana'' adlı eserini Rus Devrimine adamıştır.

  Kendi ortaokul- lise yıllarını hatırlıyorum da, Gorki'nin ''Ana'sını'' okumayan öğrenci herhalde yoktu. Fırsat bulup tekrar okumayı isterim doğrusu!
Klasikleri okumayı seviyorum. Günümüz Türk ve Dünya Edebiyatı eserlerini okurken arada okuduğum Dünya Klasikleri beni mutlu ediyor. Edebi açıdan ne kadar doyurucu olduğu ise tartışmasız.

Keyifli okumalar...


******


Kitaptan Alıntılar:


Öfkeyle uluyan rüzgarın küçücük parçalara böldüğü gri göğün yeryüzünü buzdan toz yığınlarının içine gömmek için alçalır gibi göründüğü fırtınalı bir geceydi. Yeryüzünde hiç bir canlı kalmamış, güneş bir daha doğmamak üzere batmış gibiydi sanki.  (s 45-.46 )


Bütün bu dönem boyunca ''akıllıca ve sonsuz doğru'' olarak kabul ettiğim şeylerin tohumlarını ekmek için vazgeçilmez bir arzuyla doluydum. İnsanlarla kolayca anlaşan biri, canlı bir konuşmacıydım; imgelemim, kişisel deneylerim, gerekse okuduğum kitaplarla uyarılmıştı. En önemsiz, en doğal olaydan ''görünmez ipliğin'' halkaları ve düğümleri çevresinde kurulmuş ilginç bir öykü yaratabilirdim. (s.79 )


Bu insanlar arasında çok mutluydum ve akşam sohbetlerinde çok şey öğrenmiştim. Romas' ın getirdiği her sorun güçlü bir ağaç gibi köklerini yaşama özüne salıyor ve orada onun kadar güçlü başka bir ağacın kökleriyle karışıyor gibi geliyordu bana. Her dal canlı düşünce çiçekleriyle, etkili sözcüklerden oluşan düşünce yapraklarla doluydu. Kitapların insanı  canlandıran ölümsüzleştiren suyunu içerek belirli bir ilerleme gösterdiğimi anlamaya başlamıştım. (s.144 )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder