5 Haziran 2014 Perşembe

Mürselin KURT - Karanlıkta Körebe









Mürselin KURT, 1967 Muğla doğumlu. İşi nedeniyle 1992'den beri Ankara'da yaşayan yazarın ilk kitabı Adımdan Önce'yi  Kasım 2013 te bloğumda  tanıtmıştım. ''Akvaryumda Ölü Bir Balık'' tan sonra yazdığı Karanlıkta Körebe okunmaya değer bir roman.

Romanın kahramanları Gülce ve Gül ile yazarın ilk romanında tanımıştık. Muğla'nın bir köyünde, çiftçilik yapan bir ailede sevgisiz, baskı altında büyüyüp var olmaya çalışan iki kardeşin romanıydı Adımdan Önce.
 Adımdan Önce'yi okuduktan sonra keşke Mürselin Kurt bu romanın devamını da yazsaydı diye düşünmüştüm, Karanlıkta Körebe bu anlamda mutlu etti beni.

Karanlıkta Körebe, bir solukta okunuyor. Kitabın dili sade ve akıcı. 
Roman anlatıcının ağzından aktarılırken bazen de anlatıcı eleştiriliyor. Farklı bir anlatımla kaleme alınması romanı daha okunası kılmış bence.

Diğer yandan adeta sevgisizlikle yoğrulmuş Gülce'nin sevgi ararken iş yaşamında, özel yaşamında yaptığı yanlışlardan ders alarak hayatı öğrenmeye, kendini bulmaya çalışmasının romanı ''Karanlıkta Körebe.''

Gülce olmak zor, kadın olmak zor vesselam!

2014 te Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan roman 240 sayfa.
Severek okuyacaksınız...


******


Kitaptan Alıntılar:


Renk renk çuha çiçeklerinin açtığı bir mevsim, her yer yeşillik. Rize'de otobüsten nemli, bulutlu bir günün sabahında indi Gülce, sonra bir köy minibüsüyle Pazar'a, ablasının çalıştığı sağlık ocağına doğru yola koyuldu, minibüsteki yolculardan birinin dediğine göre aslında şehirlerarası otobüsle doğrudan doğruya Pazar'a gidilebilirmiş. İlk ilgisini çeken, köylü kadınlar oldu çünkü kendi köy minibüslerinde tedirgin, tutuktu kadınlar, sanki başkasına ait koltuklara şimdilik ilişivermiş gibi oturur, fısıltıyla sohbet ederlerdi ve kendi dünyalarını geveze amcaların dünyalarına ekleyip karıştırmazlardı, bunlar öyle değil, erkeklerle yüksek sesle konuşup şakalaşıyorlar. Bir de Karadeniz kadınının ezildiğini söylerler, inanmayacağız bundan böyle.  (s.68 )


Çoğu zaman tutkunun başladığı anı kestirmek zordur ama kuşku her zaman  kesin bir şekilde gösterir kendini, aceleci bir bakış, farklı bir koku, beklenmedik bir söz, sesin ayrıksı bir tonu, küçük bir dokunuş yeterlidir, kuşku zaten insanın içine çok eskilerden yerleşip sinmiş uçuk virüsü gibidir, zayıf bir anı yakalar ve ortaya çıkar. (s.104 )


Kolaylık olsun diye her zamanki basit benzetmelerimizden birini kullanalım. Gülce o aralar freni patlamış bir kamyon gibi kontrolünü kaybediyor. Bir kez anlattıktan sonra sanki kumandası onun elinde olmayan bir kapak tık dedi açıldı, kendini dizginleyemiyor. Artık rastgele, samimi ya da uzak fark etmeksizin selam verdiği herkese nasıl berbat bir çocukluk geçirdiğine, babasının Erol Taş'ı aratmayan gaddarlığına, -gevrek bir kahkahayla onun bile geçen sene ölüp gittiğini ama babasının domuz gibi sapasağlam ayakta durduğunu eklemek için açılan parantezi atlamayalım- annesinin ise ablasını sevip onu yok sayacak kadar kötü yürekli üstelik tımarhanedekilerden  daha deli olduğuna dair acıklı hikayeler anlatmaya başlıyor. Gözyaşları içinde tekrarlıyor: Bizim evimiz hiçbir zaman  yuva olmadı. (s.142-143 )






4 yorum:

  1. Dün gördüm yazınızı, çok sevindim ve hemen duygularımı yazdım buraya. Ama yorumum çıkmamış, galiba beceremedim. Tekrar teşekkürler Okşan Aybaş, iyi ki kitap dostları var...

    YanıtlaSil
  2. Yolculuğum nedeniyle yorumunuzu gecikmeli görebildim maalesef. Geri dönüşünüz için çok teşekkür ederim. Bir süre sonra Kapadokya Gazetesindeki köşemde de paylaşacağım ve gazeteyi de size ulaştırmak isterim.
    Dünden beri başta Amerika olmak üzere dünyanın pek çok ülkesindeki takipçilerime Karanlıkta Körebe ve Adımdan Önce'yle ulaştınız, Yeni romanlarınızı da okumak dileğiyle hoşçakalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yeni gördüm yorumunuzu, yazma şevki verdiniz bana, çok teşekkürler...

      Sil
    2. Kapadokya Gazetesindeki tanıtımımı anı olması dileğiyle ulaştıracağım size.
      Sevgili Mürselin Kurt, yazdıklarınızı okumak gerçekten çok keyifli, yeni kitaplarınızda buluşmayı bekliyorum...

      Sil