27 Eylül 2014 Cumartesi

Stefan ZWEIG - Amok Koşucusu







 1881'de Viyana'da doğan Stefan ZWEIG yaşamı boyunca intihar etmeyi düşünmüş, İkinci Dünya Savaşı sırasında 1942'de  ikinci eşiyle birlikte intihar etmiştir.

Eserlerinde başarıyla psikolojik çözümlemeler yapmıştır.

Amok Koşucu'sunda da tüm öykülerin ortak yanı, intiharla sonuçlanmasıdır. Öykülerinin yazarın yaşamından izler taşıdığı söylenir.

Bu kitap sebebiyle Amok Koşucusunun ne olduğunu öğrendim, sizlerle de paylaşayım; Amok, Malezya ve Hindistan'da görülen bir tür cinnet hali. Cinnet geçiren kişi koşarak karşısına çıkanları rastgele öldürüyor ve intihar ediyormuş. Amok Koşucusu adlı öykü de çok  güzel işlenmiş.
 Can Yayınları tarafından yayınlanan kitabın elimdeki 10. basımı, 191 sayfa ve içinde yedi tane öykü var.

Öykülerin hepsi birbirinden çarpıcı. Stefan ZWEIG  üzerine ne söylesek az. 

Bu kadar güçlü yazarın bundan önce sadece  Satranç adlı romanını okuduğum için üzgünüm, eminim adlarını duyduğum diğer eserleri de birbirinden güzeldir.

Keyifli okumalar...


******


Kitaptan Alıntılar:


  Bayan de Prie, bu karmaşanın ortasında, damarlarındaki donmuş kanın ısındığını hissediyordu. Sayıca pek az olmayan, tümüyle başkalarından beslenen kadınlardandı. Kendisine hayranlığını gösteren birini görünce güzelleşiveriyordu, akıllı insanların yanında o da zeki oluyordu, pohpohlandığında tepeden bakıyordu, sevildiği zaman aşık oluyordu. Kendisinden çok şey istendikçe o da fazlasıyla veriyordu. 
( Bir Çöküşün Öyküsü adlı öyküden. s.38 )


  Uyandığımda, tabut gibi daracık olan kabinimin içi adamakıllı karanlık ve boğucuydu. Vantilatörü kapatmıştım, bu yüzden kabinin içindeki yağlı ve nemli hava şakaklarıma basınç yapıyordu. Duyularım körelmiş gibiydi; nerede ve hangi zamanda bulunduğumu anlayabilmek için birkaç dakika geçmesi gerekti. ( Amok Koşucusu adlı öyküden. s.73 )


  Crescenz orada her gün sabahın beşinde kalkıyor, gecenin geç saatlerine kadar didiniyor, temizlik yapıyor, süpürüyor, ocağı yakıyor, tahtaları fırçalıyor, odaları topluyor, yemek pişiriyor, hamur açıyor, halı dövüyor, ütü yapıyor, çamaşır yıkıyordu. Asla tatil yapmaz, kiliseye gitmek dışında sokağa adım atmazdı; onun güneşi, ocaktaki yuvarlak, harlı ateşti, yıllar boyu kestiği odunlar da ormanıydı.  (Leporella adlı öyküden. s.154 )



2 yorum:

  1. boz adamı paylaşacağınızı umuyordum. sürpriz oldu amok koşucusu. teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı zamanda birden çok kitap okuyunca bitirme ve paylaşma zamanları da değişebiliyor! Bozadam da bitti sayılır.

      Sil