25 Mart 2014 Salı

Cezmi ERSÖZ - Hayallerini Yak Evi Isıt







Cezmi ERSÖZ, 1959 İstanbul doğumlu, İstanbul Siyasal Bilimler Fakültesi Siyaset ve Kamu Yönetimi Bölümü mezunudur. Çeşitli edebiyat dergilerinde şiir ve eleştirileri yayımlanmış, günlük gazetelerde, dergilerde yazılar yazmıştır.

Röportaj, şiir, deneme, öykü türünde pek çok kitabı vardır. Bazıları; Son Yüzler, Haritanın Yırtılan Yeri, Yine Seninle Geldi Hayat, Kendi Kendine Konuşmaktır Aşk, Bana Türkçe Bir Ekmek Ver...

Hayallerini Yak Evi Isıt, sıkılmadan okuyacağınız türde bir kitap. Anlatı ve şiirlerle harmanlanmış. Duygularınızı- ya da  bir kısmını bulabileceğiniz bir kitap. Düz yazının da, şiirin de tadına varırken, bir de bakıyorsunuz ki, kitap bitmiş!

Yoğun çalışma döneminde soluklanmak üzere ya da başucu kitabı yapıp birkaç sayfa bile olsa zevkle okuyabileceğiniz güzelikte Hayallerini Yak Evi Isıt.

Okuduğum kitap, Tekin Yayınevi tarafından ekim 2010 da yayımlanan 26. baskı ve 109 sayfa.

Keyifli okumalar...


******


Kitaptan Alıntılar:


Haksızlık ettin bana, sevgili!.. Benden ayrı bir insan, bir varlık olduğunu söyleyerek haksızlık ettin bana.
Bunu öğrendikten sonra, uzun ve kötü yolculuklara çıktım sık sık...Kış günleri soğuk avlularda yıkandım. Kaba kirli örtülerin üzerinde uyudum.
Bunu öğrendikten sonra, ölesiye içtim. Ekşi narlar yedim. Yangın yerlerinde yarasalara küfrettim. Bunu öğrendikten sonra, bana ağırlık veren kanatlarımı kırdım, kırdım... (s.13-14 )



Gül kokulu güneşte
kuruturken hayallerini ve kadife eteğini;
bana bağlanmadığın için
kirli bir sevdayla
bağladın beni;
o uzun ömrüne... (Vişne Bahçesi adlı şiirden s.48 )


Aşk, aslında birinin gelip yarana dokunmasıdır...O zaman, yaranı örten,seni boğan o büyük boşluk aralanır. İşte o zaman, korkuların biter, utanç diner. Anlarsın ki, o boşluk sana ait değildir. Aslına dönersin, ilk haline, yaralı haline...Yara iyileşir mi, peki? Hayır, ne kadar büyük ve güçlü olursa olsun,hiçbir aşk bu yarayı iyileştiremez. Bu yara yaşamaktandır çünkü, yaşamın ta kendisidir... (s.71 )


Büyümek dedikleri, aslında bu korkunç boşlukta hep üşümektir, hep üşümektir...Hep üşümektir... Hep üşümektir... (s.72 )





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder