24 Aralık 2013 Salı

Oğuz ATAY - Korkuyu Beklerken




Oğuz ATAY'ı okumak, anlayabilmek, sevmek bir ayrıcalık bence. Yazmak için doğmuş,  bir o kadar da erken ayrılmış aramızdan. 

1934 İnebolu doğumlu yazar1977 yılında büyük projesi ''Türkiye'nin Ruhu'nu'' yazamadan vefat etmiştir. Ünlü romanı ''Tutunamayanlar'' ile TRT 1970 Roman Ödülü'nü almıştır. Yaşarken hiç bir kitabının ikinci baskısı yapılmamış, ölümünden sonra kitapları ard arda basılmıştır. Benim elimdekinin 2010 yılı 29. baskısı olduğunu belirteyim.

Kastamonu Valiliği 2007 yılından beri yazar adına, ''Oğuz Atay Edebiyat Ödülü'' vermektedir.

Oğuz Atay'ın eserlerinde eleştiri, mizah ve ironi hakimdir. Yazarken zekasını sergilemektedir ki, hayran olmamak elde değil. 

Korkuyu Beklerken, yazarın sekiz öyküsünden oluşan bir kitap. Öykülerin hepsi de birbirinden güzel ama ben özellikle ''Korkuyu Beklerken'' adı öyküyü okurken çok etkilendim.

Oğuz Atay okumak isteyenlere önerim, önce öykülerinin yer aldığı bu kitabından başlayıp daha sonra diğer kitaplarını okumalarıdır.


******


Kitaptan Alıntılar:


Telefona davrandım. Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır, dedim kendi kendime. İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı.Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiç birbir şey çıkmaz. (Korkuyu Beklerken adlı öyküden s.42 )


Heyecanlarımı hep gelecekteki günler için saklamıştım; babam öldüğü zaman yeterince üzülmemiştim, mezarının başında küçük ayrıntılara takılmıştım. Bir ağacı, kuşu falan seyrederken değil, düşünürken sevmiştim .Hayır belki de kendimi yaşanacak güzel günler için saklamamıştım: belki de sadece duygularımda her zaman biraz geç kalıyordum. Babam öldükten iki yıl sonra bir akşam üzeri, biraz üzülür gibi olmuştum. (Korkuyu Beklerken adlı öyküden s.66 )


Bunlar bildiğin şeyler babacığım; sana biraz da bilmediklerini anlatayım: Mesela, cenaze törenin nasıl oldu? Kimler geldi? Cenaze namazın nasıl kılındı? Genellikle bir aksilik olmadı babacığım. Ben ağladım. Okulda o günlerde 'hatırı sayılır' bir durumda olduğum için oradan bir otobüsle bir miktar öğretim üyesi ve bir çelenk gönderildi. Hayatın boyunca hiç görmediğin bazı kimseler ellerini önlerine kavuşturarak  ve başlarını öne eğerek ölümün anlaşılmaz gerçeği üzerinde düşünüyormuş gibi yaptılar mezarının başında. ( Babama Mektup adlı öyküden s.173 )




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder