29 Aralık 2013 Pazar

Thomas MORE - Utopia







Yıllar öncesine, Kamu Hukuku dersimize gittim Thomas MORE'un Utopia'sını okurken. O zaman da ilginç gelmişti Utopia.

 Bu kitabı okuyup tanıtmamı öneren genç blog takipçilerimizden Zekicem Cumagil'e teşekkürlerimi iletiyorum...

EN İYİ DEVLETİN NE'LİĞİNE VE
YENİ UTOPIA ADASINA İLİŞKİN OLARAK

Ünlü Londra kentinin Yurttaşı ve Yargıcı
Sözün Büyük Ustası, Yazarların En Seçkini
THOMAS MORE
Tarafından Yazılan, Eğlenceli Olmakla Kalmayıp
Yararlı Bilgiler de İçeren Altın Bir Rehber

Bu girişten sonra, kitabın 1516, 1518 tarihli baskılarında yer alan resim ve tanıtımlar var ki, henüz kitabı okumaya başlamadan yüzyıllar öncesine adeta dokunuyorsunuz.

Thomas MORE,  yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan bu değerli eseriyle, 16.yy Avrupa'sındaki yaşama kurallarına karşı aklın ve bilimin yol göstericiliğiyle belli doğrulara dikkat çekmek, hem de okuyucuyu eğlendirmek istemiştir.

Okumak keyifliydi, Günümüz toplumunda hala yapılan yanlışların yüzyıllar öncesinden eleştirilmesi hayli ilginç!  Yüzyıllar geçse de, temel doğrular değişmiyor.    

(Not: Okuduğum kitabın internetteki kitap kapağı, yayınevi reklamıyla kaplı olduğundan, bu sefer kitap kapağı yerine, orjinal utopia resmini ekledim başlığa. )


******


Kitaptan Alıntılar :


Kral,uyruklarına mümkün olduğunca az mülk bırakmalıdır, çünkü kendi güvenliği onları aşırı servetten ve özgürlükten yoksun bırakmasına bağlıdır. Zenginlik ve özgürlük, insanları haksızlığa ve baskıya karşı daha tahammülsüz kılar; oysa yoksulluk insanın içindeki soylu duyguları köreltir, kutsal isyan ateşini söndürür, onu kuzu kuzu itaat etmeye zorlar. (s.58 )


Çiftçiliğin yanı sıra -dediğim gibi,herkesin temel uğraşıdır bu- her kişiye yün ya da keten dokumacılığı, duvarcılık, demircilik, ya da marangozluk zanaatlarından biri öğretilir. Bunların dışındaki zanaat dallarında çok az insan çalışır. Adanın her yerinde insanlar aynı giysileri giyerler, ama kadınlarla erkeklerin, bir de evli olanlarla bekarların kılıkları birbirinden biraz farklıdır. Geçmişten bugüne hiç değişmeden gelen bu güzel ve rahat giysiler, vücudu hem sıcaktan hem soğuktan korur. Adada terzi falan yoktur, her aile kendi giysisini kendi diker. ( s. 77 )



Oysa Utopia'da günün yirmi dört saatinin sadece altı saati çalışmaya ayrılır. Utopia'lılar öğleye kadar üç saat çalışır, sonra öğle yemeği için ara verir, yemekten sonra iki saat dinlenir, ardından üç saat daha çalışırlar. Akşam yemeğinden sonra saat sekiz sularında yataklarına girer ve sekiz saat uyurlar.
Çalışma, yeme ve uyumadan arta kalan saatlerini diledikleri gibi geçirmekte özgürdürler, ama bu zamanı hem kendilerine zevk verecek hem de toplumayarar sağlayacak uygun bir uğraşla doldurmak, aylaklık ya da şamatayla çarçur etmemek kşuluyla. Çoğu Utopia'lı bu saatleri düşünsel faaliyetlere ayırır. (s.78 )


Her kent birbirine eşit büyüklükte dört bölgeye ayrılmıştır, her bölgenin ortasında da her türden malı bulabileceğiniz bir pazar vardır. her hane ürettiği ürünleri buraya getirir ve ambarlara doldurur, ürünler satışa sunulmak üzere buradan dükkanlara gider. Bu pazarlarda her hane halkı reisi, kendisinin ya da ailesinin ihtiyaçlarını arayıp bulur ve ayni ya da nakdi herhangi bir ödeme yapmadan istediği şeyleri alır götürür. Hem, niye götürmesin? (s.84 )





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder