10 Kasım 2013 Pazar

Sabahattin ALİ - Kürk Mantolu Madonna







Kürk Mantolu Madonna'yı yıllar önce okumuştum, bloğumda paylaşmak üzere tekrar okuduğumda da aynı tadı almak çok güzel.

Gerçekten de unutulamayacak değerde bir roman.
Daha önce Sabahattin Ali'den İçimizdeki Şeytan'ı paylaşmıştım. Yazarın insanın duygu dünyasının derinliklerine bu derece inip romanlarına da başarıyla yansıtması, sade ve etkileyici anlatımı tartışmasız.

Sabahattin ALİ 1907- 1948 yıllarında yaşamıştır. Gümülcine doğumlu yazar, öğretmenlik, gazetecilik yapmış, şiir de yazmıştır. Yazdığı yazılar nedeniyle yargılanıp cezaevinde  yatmıştır. Yasal yollardan yurtdışına çıkamayınca Bulgaristan sınırını geçmeye çalışırken öldürüldüğü iddia edilmişse de, nasıl öldüğü hala tartışmalıdır.
Biyografisini araştırırken, kitaplarının 1950 yılından beri Bulgaristan'da okullarda okutulduğunu ve doğumunun 100. yılında doğduğu şehirde Türk ve Bulgar Edebiyatçılarca  anıldığını öğrenmekten mutlu oldum.

Kürk Mantolu Madonna, Türk Edebiyatının önde gelen eserlerinden kabul edilmektedir.
Almanya'da bir resim sergisindeki tabloda görüp aşık olduğu Maria Puder'e (Kürk Mantolu Madonna)  Raif'in duyduğu tutkulu ama yarım kalan aşkı anlatıyor roman.
 Maria'nın duygularını ifade ederkenki netliğinden, dürüstlüğünden, Raif'in ise tutkulu aşkından etkilenmemek mümkün değil.
Babasının ölümü üzerine Türkiye'ye dönen Raif ile Maria kavuşamıyorlar.
Yaşanamayan hayatların, düzeninin çarkında yok olmayı kabullenenlerin romanı Kürk Mantolu Madonna. 

Türk Edebiyatı'na ilgi duyan herkesin okuması gereken bir roman bence.


******


Kitaptan Alıntılar:


Bütün bu yükleri çeken Raif  efendi olduğu halde, evde onun yokluğu ile varlığı müsavi gibiydi. En küçüğünden en büyüğüne kadar herkes onu fark etmez görünüyordu. Kendisiyle gündelik ihtiyaçlardan ve para meselelerinden başka bir şey konuşmazlardı; çok kere bunları da Mihriye hanım vasıtasıyla halletmeyi tercih ediyorlardı. (s.31 )


Bu portrede ne vardı?.. Bunu izah edemeyeceğimi biliyorum; yalnız, o zamana kadar hiçbir kadında görmediğim garip, biraz vahşi, biraz mağrur  ve çok kuvvetli bir ifade vardı. Bu çehreyi veya benzerini hiçbir yerde, hiçbir zaman görmediğimi ilk andan itibaren bilmeme rağmen, onunla aramızda bir tanışıklık varmış gibi bir hisse kapıldım. Bu soluk yüz, bu siyah kaşlar ve onların altındaki siyah gözler; bu koyu kumral saçlar  ve asıl, masumluk ile iradeyi , sonsuz bir melal ile kuvvetli bir şahsiyeti birleştiren bu ifade, bana asla yabancı olamazdı. Ben bu kadını yedi yaşımdan beri okuduğum kitaplardan, beş yaşımdan beri kurduğum hayal dünyalarından tanıyordum. (s.56 )


Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden , meydana çıkıyordu...Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. (s.89 )


''Şimdi aramızada noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum!'' dedi. Bu eksik sana değil, bana ait... Bende inanmak noksanmış... Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana aşık olmadığımı zannediyormuşum... Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki,  insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar...Ama şimdi inanıyorum...Sen beni inandırdın... Seni seviyorum... (s.139 )

4 yorum:

  1. Sabahattin ALİ - Kürk Mantolu Madonna, o kadar etkisinde kalmıştım ki; kitap bittiğinde çok üzülmüştüm, paylaşıp emek verdiğiniz ve bana tekrar hatırlattığınız için teşekkür ediyorum.
    Yasemin Yolyapan Yazdı.

    YanıtlaSil
  2. Gerçek bir baş yapıt. Kızım tavsiye etmişti, ama uzun süre hiç ilgilenmedim. Bilahare elime aldım okudum okudum okudum. Gerçekten çok ama çok güzel. Okumayanlar için bir kayıp. Emeğiniz ve paylaşımınız için teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bloğumu takip ederek, yorumlarınızı yazarak katkılarınızdan dolayı asıl ben teşekkür ederim...

      Sil