17 Ekim 2013 Perşembe

Tezer ÖZLÜ-Ferit EDGÜ - Her Şeyin Sonundayım




Tezer ÖZLÜ, Yaşamın Ucuna Yolculuk adlı yapıtıyla 1983 Marburg yazın ödülü almış, genç yaşta aramızdan ayrılmıştır. Pavase hayranı, özgün  bir yazar...
 Ferit EDGÜ, şair, yazar, pek çok eseri vardır. Ada Yayınlarını kurmuş, 1976 dan 1990 a kadar pek çok yapıtı yayımlamıştır.

Mektup  türü okumayı seviyorum. Çalakalem, o an hissedilenlerin doğallıkla yazıldığına inandığımdan  olsa gerek. Bir de mektup okumanın kişiye mail okumaktan daha sıcaklık yüklediğini düşündüğümden sanırım.
.
 İki dostun zaman içinde ve bilhassa Tezer Özlü'nün hastalığı döneminde birbirlerine yazdıkları ve yayımlamayı düşünmedikleri  mektuplardan oluşan bu kitabı severek okudum.


******


Kitaptan Alıntılar:


Zürih'i oldukça iyi bilirim. 1959'da, hayatımın, diyebilirim ki en trajik günlerini yaşadım o kentte. Küçük yeğenim, tedavi için geldiği o kentte , geldiğinin birinci haftasında öldü ve onu kent mezarlığına ben gömdüm.
Evet, o kenti oldukça iyi bilirim. Acımdan geceyarıları sokağa vurduğumda kendimi, İtalyan mahallesinde bile açık bir meyhane bulamamışımdır. Gölün üzerindeki köprülerden biri üzerindeuyuyan kuğuların üzerine kusarken, yanıma yaklaşan polise kaldığım pansiyonun adını verememişimdir. Ama onlar, arayıp tarayıp kaldığım pansiyonu bulup beni oraya götürüp  handiyse yatağıma yatırmışlardır. (s.59-60 F.E )


Ben burada oldukça güç bir dönem geçirdim, belki gene geçireceğim. Çünkü İsviçre gerçekten birçok bakımdan 19.yüzyıldan kalmış bir ülke, özellikle toplumsal ilişkiler açısından. O denli üretime ve paraya bağlı bir ülke ki... sonra burada her ama her dalın bir küçük eğitimi var...örneğin, ormandan gereksiz ot ve çalıları toplayacak adamdan orman eğitimi, parfüm satacaktan parfüm eğitimi, mektup damgalayacaktan posta eğitimi v.s.v.s bekleniyor...İnsanlar çok yönlü gelişmesin diye... Böyle bir açıdan bakıldığında benim hiçbir eğitimim yok. Çünkü her şeyi biliyorum ve hiçbir şeyi bilmiyorum.. Ayrıca burada  konuşulan Almanca da Almanca değil, Ortaçağ Almancasına yakın, gelişim göstermemiş, işitildiğinde sözcükler, ekler duyulmayan... geri bir dil. (s.62 T.Ö )


Burada trafik ve günlük işler hemen hemen hiç zaman almadığı için her gün iki, üç gün oluyor. (s.101 T.Ö)



2 yorum:

  1. Her bakımdan seçilerek, ayıklanmış mektupların olduğunu düşündüğüm kitaptır. F.Edgü kendisine ulaşan mektuplarını çoğunu kitaba almamıştır bence. Nitekim bir dönem 15 günde bir mektup alırken T.Özlü'den; bir süre sonra aradaki zaman farkı yıllara, beş yıllara çıkar... Hiç mi yazmamıştır T.Özlü? Sanmam... Belki F.Edgü rahmetli olduktan sonra tamamı yayımlanır biz de eksiksiz okuruz...

    Hakkari'de Bir Mevsim romanında, F.E'nin bulunduğu köye mektuplar yazan yabancı kadının da T.Özlü olduğunu düşündürtmüştür bana. Ama sanırım kitaptaki mektuplar ile FE'nin Hakkari'de bulunduğu dönem arasında epeyce bir zaman farkı var. Mektupların tamamının kitaba alınmadığının bir başka göstergesi olabilir bu da :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumuna katılıyorum Tayfun. Ayıklanarak kitaplaştırılan mektuplar bize sadece bir fikir verebiliyor, belki bir kişinin ölümünden sonra tüm mektupların kitaplaştırılması moda olacak önümüzdeki yıllarda!

      Sil